Karizmaya sahip insanları düşündüğümüzde, olasılıkla iyi konuşan kişileri düşünürüz. Ve gerçekten de önceki bölümde sesli imajın, ses niteliğinin ve halka etkin hitabetin önemini vurguladık. Fakat bu resmin ancak yansıdır. Sizi birinin dikkatini ve güvenini kazanmak istediğinizde, dinlemek en az konuşmak kadar önemlidir. İyi bir dinleyici olmanız insanları size çeker; zayıf bir dinleyici olmanız ise sizden uzaklaşmalarına neden olur. Karizma sahibi birini bulun ve şüphesiz başarılı bir dinleyiciye rastlarsınız. Zayıf bir dinleyici olmak işçiler ve işverenler, satış uzmanları ve müşteriler, çocuklar ve ebeveynler ve eşler arasında kabul edilen bir sorundur. Etkin bir dinleme eksikliği aynı zamanda müşteri kaybına, siyasi kampanyaların kaybedilmesine ve davaların kaybedilmesine yol açar. Aslında, liderlik etkin bir dinleyici olamayan bir kişi için neredeyse imkânsızdır. Yanlış iletişim, hata ve tekrarlanması gereken işler, zayıf dinlemenin yaygın yan etkileridir
Gerçekte neredeyse tüm konuşmalarımız halka konuşmaktır -sadece dinleyici kitlesinin büyüklüğü değişir. (Dinleyici kitlesinin boyutu aslında fazla önemsenmeyebilir. Winston Churchill, yirminci yy'in en büyük hatiplerinden biridir, 10.000 kişinin kendisini dinlemeye gelmesinden etkilenmeyeceğini söyledi. "Bunun on katı asıldığımı görmek için gelecektir" diye ekledi.) Halka hitabet birçok biçimde yapılabilir: bir halk konferansında geniş bir dinleyici kitlesine konuşma yapmak, kurul üyeleriyle dolu bir konferans salonuna bir öneri sunmak ya da resmi bir ortamda örneğin satış sunumlarında olduğu gibi, diğer bir kişiye hitap etmek. Sunumunuz sıkıcı olduğu ya da profesyonel olmadığı takdirde, bu size zayıf bir alkış ya da satışı kaybetmeniz olarak dönebilir. Daha da kötüsü bu topluluktaki ününüzü düşürebilir. Beyaz Saraya giden yolda örneğin her iki partiden de vizyon, deneyim ve uzmanlık sahibi yetenekli insanlar, buna rağmen konuşurken geveledikleri, kekeledikler
Bir şirket konferans salonunda ter içinde sıranızın gelmesini bekliyorsunuz. Ve kuşkusuz, bu büyük danışmanlık işi için hassas biç4mde rekabet olanağınızı ölçüyorsunuz. Sonra, bir kişi ayağa kalkıp sunumunu vermeye hazırlanıyor -ve, ahh! İşte bir kader anı. Kendisi öyle büyük incelik ve özgüvenle hareket ediyor ki salon sessizleşiyor ve kendisi mikrofona yaklaşırken bütün bakışlar ona doğrırtönüyor. Dengeli ve güvenli görünerek, gülümsüyor ve sonra konuşmasına başlıyor. Anında, iyi olduğu açıkça belli oluyor -ve kendisiyle birlikte salondaki herkes de bunu biliyor. Kendi güçlü, ölçülü sesi, rahat ses tonu, belirgin telaffuzlu ve iyi -seçilmiş sözcükleri, hatta şık fakat mütevazı görünümü, kalabalığı cezbeder görünüyor. Vay! Bu kişi kimdir, diye düşünüyorsunuz? Ve bunun sadece ne söylediği ya da nasıl göründüğüne dayanmadığını anlıyorsunuz. Tüm varlığı söz konusudur. Parlak bir kıyafet giymiş olsaydı bile daha fazla çarpıcı olmazdı! Fakat konuşmasını dinledikçe
İlkokula genel olarak hazır olma her şeyi içine almaz. Okuma yönünden de aynı şeyin olabilmesi daha detaylı bir süreci gerektirir. Bu süreç, genel hazır olma olarak adlandırılan adımın atılmasını temel alarak görsel, işitsel ve konuşmaya ilişkin becerilerde gösterilen gelişmelerle ilgili pek çok niteliğin elde edilmesini kapsar. Öğretmen, çocuğunuzun şu işaretleri gösterip göstermediğini izleyecektir. Görsel Gelişim Çocuğunuz kitaplara, işaretlere ve başlıklara karşı ilgi gösteriyor mu? Eğer gösteriyorsa, bu kelimelerin ve sembollerin bir mesaj taşıdığını veya hikâye anlattığını anladığı anlamına gelir. Çocuğunuz nesneler ve basit sembolik şekillerdeki benzerlikleri ve farklılıkları algılayabiliyor mu? Renkleri tanıyor mu? Burada kasdedilen ana (kırmızı, sarı ve mavi) ve ara (turuncu, yeşil, ve mor) renkler olmak üzere iki gruptur. Konum ve yön belirlemelerinin (yukarı, aşağı, sağ-sol üst-alt, yakIN-uzak) yapabiliyor mu? Okurken ihtiyaç duyacağı görsel yönleri (soldan sağa,
En önemli okul öncesi programı, bir kurumun çatısı altındaki değil devamlı evde yürüttüğünüz çalışmalardır. Öğretmenler, okula ilk başladıklarında kelimeleri biraraya getirip cümle kurmayı başaramayan öğrencilerden söz eder. Neden? Çünkü onlara devamlı birşeyler söylenmektedir; karşılıklı konuşma nadir yapılır. Çocukların söyledikleri pek dinlenmez. Sonuç olarak, değerli bir alıştırmadan -karşılıklı konuşmadan- yoksun bırakılmış olurlar.
DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
ÇOCUK VE HIRSIZLIK OKUL öncesi dönemde görülen izinsiz eşya alma bir uyum ve davranış bozukluğu olarak kabul edilmez. Bu dönemden önce, özellikle 3-6 yaşları arasında çocuklar ben merkezci bir kişiliğe sahip oldukları için gittikleri evlerde veya kreşte arkadaşlarında gördükleri objeleri ve oyuncakları almakta sakınca görmezler. Bu yaşlarda çocuklar kendilerini dünyanın merkezinde görürler. Herkes ve her şey onlara hizmet etmek ve isteklerini karşılamak için vardır. Mülkiyet duygusu tam olarak gelişmediği için, çocuklar, başka birine ait eşyayı izinsiz olarak almanın kötü bir davranış olduğunu anlamakta güçlük çekerler. Bu nedenle, çalma davranışının bir uyum ve davranış bozukluğu olarak ele alınabilmesi için çocuğun ilkokul çağına gelmiş olması gerekir. Çocuklarda bir uyum ve davranış bozukluğu olarak ortaya çıkan ve psikolojide 'kleptomani' olarak isimlendirilen hırsızlığın altındaki sebepleri şu başlıklar altında özetleyebiliriz: 1. Hatalı anne-baba tutuml
Koçluk bir işin nasıl yapılacağı konusunda yol göstericilik yapmaktır. Kişilerin kendi kaynakları bir işi yapmaları, yaratmaları ya da nasıl yapacaklarını öğrenmeleri için yeterlidir. Dolayısıyla bu anlamda asıl ihtiyaç duyulan, “yaptıran” değil “yol gösteren”dir. Koçluk, hayatın akışı içerisinde daha doyurucu bir yaşam sürmeyi amaçlayan kişilere destek amaçlı bir “kişisel gelişim modeli”dir. Hayatımızda ciddi bir problem olmadığı halde yaşam amacımızı birlikte sorgulayabileceğimiz, bugüne kadar işimize yaramayan düşünce ve alışkanlıklarımızı tekrar gözden geçirebileceğimiz güvenilir ve sırdaş bir dost kazandırır koçluk. Yaşam koçluğunda; hayatınızın çeşitli alanlarında değişim ve gelişim istiyorsanız ve bunun için bir koça ihtiyacınız varsa, bu süreç içinde yanınızda (güvenilir, dürüst) bir dost ve sırdaş istiyorsanız; karşılaştığınız sorunlar için birebir ya da gruplarla çalışma yöntemiyle bize katılabilir ve destek alabilirsiniz. Daha planlı, kalıcı ve etki